İmparatorluğun Cumhuriyet Kapısı

"Padişah ayrılırken ihtiyara: -Gül Baba bir arzunuz var mıdır? diye sorunca, ihtiyar: -Padişahım şu tepeye bir mektep kurdur da orada okuyup yazanları hizmetinde kullan. Bir vakit gelir ki sana lazım olur, cevabını verdi. Padişah bu dileği kabul etti ve otuz dönümden daha geniş olan arazinin etrafına duvar çekilmesini, bir cami ile her biri ikiyüz kişi alabilecek üç koğuş ve her koğuşa birer hamam, zabit dairesi ve mutfak inşaasını emretti. Yetenekli bir emektar Ak Ağa'yı Galatasaray Ağası tayin eyledi" Sultan II. Mahmud irad ettiği nutukta şu sözleri söylemiş: "Çocuklar size Fransızca okutmaktan benim muradım Fransızca lisanı tahsil ettirmek değildir. Ancak Fen-i tıbbı öğrenip tedricen kendi lisanımızı almaktır ve sonra Memalik-i Mahsura-i şahanenin her tarafına Türkçe olarak neşreylemektir. Balkan Harbi'nde Bulgar Çatalca'ya dayandığı zaman mektebin onaltı yaştan yukarı % 80'i gönüllü olarak cepheye koşmuş, Cihan ve İstiklal Harpleri'nde, kütle kütle vatan müdafasına koşmuşlardır. Bunların çoğu askerliklerinden muaf, mektep sırasında cepheye koşan kahramanlardır. İstiklal Marşı, mecliste kabul edildiğinin haftasında ilk defa Galatasaray Lisesi Konferans Salonu'nda yüksek sesle öğrencilere okundu. Oysa o anda Osmanlı Devleti devam ediyordu ve de Anadolu'daki TBMM Hükümeti'ne karşıydı. Galatasaray Lisesi her ne kadar "Batıya Açılan Pencere" olmuşsa da, esasen İmparatorluğun Cumhuriyete açılan kapısı olmuştur." (Arka kapaktan)

Orijinal şömizli sıvama cildinde.